Vaiz Ömer Faruk EKİCİ

Tarih: 05.11.2023 22:54

İHLÂS ALLAH İÇİN SAMİMİYET

Facebook Twitter Linked-in

               Peygamber Efendimizin, “Sen bendensin, ben de senden!” diyerek övdüğü sahâbî Ebû Ümâme el-Bâhilî’nin anlattığına göre, bir adam Peygamberimize gelerek, “Şöhret ve kazanç (ganimet) elde etmek için savaşan kimse hakkında ne dersin?” diye sordu. Resûlullah (sav), “Onun için hiçbir şey yoktur.” dedi. Adam sorusunu üç defa tekrarladı. Allah Resûlü de her defasında, “Onun için hiçbir şey yoktur.” diyerek böyle bir adamın mükâfat elde edemeyeceğini belirtti ve ardından şöyle buyurdu: “Allah, ancak samimiyetle sadece kendisi için ve rızası gözetilerek yapılan ameli kabul eder.”

               

               Peygamber Efendimizin ifadesinden de anlaşılacağı üzere ihlâs, “iş, davranış ve ibadetleri gösteriş ve çıkar kaygılarından arındırıp sadece Allah için yapmak” mânâsına gelir. İhlâs, Kur’an’da peygamberlerin başlıca nitelikleri arasında sayılmış ve âyetlerde ihlâslı kimselerden övgüyle söz edilmiştir.

 

               İhlâsın zıddı “riya” ve “süm’a”dır. Riya, bir işi Allah rızası için değil gösteriş için yapmak, süm’a ise yapılan bir iyiliği, övünme ve çıkar amacıyla başkalarına duyurmaya çalışmaktır. İçine riya karışmış olan amellerin, üzerinde az bir toprak bulunan ve şiddetli bir yağmurla cascavlak kalan kaya misali, riyakârların da amellerinin Allah katında hiçbir işe yaramayacağı Kur’an’da açıkça belirtilmiştir.

               Hz. İsa’nın ifadesiyle ihlâs, bir işi, hiçbir insanın övgüsünü beklemeden yapmaktır. Dolayısıyla Allah’tan başkası adına, başkasının gözüne girmek veya gönlünü kazanmak için yani Allah’a başka birini ortak kılarak yapılan ibadetin bir faydası yoktur. Zira Rabbimizin böyle bir kulluk gösterisine ihtiyacı yoktur.  Ameller ancak ihlâsla ve Allah’ın rızası gözetilerek yapıldığında bir değer taşır.

 

               İnsanların Allah katındaki kıymeti, dış görünüşlerine ve mal varlıklarına göre değil niyetlerinin samimiyetine ve işledikleri amellere göredir. Bu konuda Allah Resûlü şöyle buyurmaktadır: “Allah sizin suretlerinize ve mallarınıza bakmaz, ancak kalplerinize ve amellerinize bakar.” Niyetin samimiyeti, ihlâslı amelle, kalbin temizliği de dışa yansıyan samimi tutum ve davranışlarla belli olur. Amelin onaylamadığı bir kalp temizliği ve iyi niyet iddiası samimiyetten ve inandırıcılıktan uzaktır.

 

               İhlâs ve samimiyet, sadece ibadetlerimizde değil insanlarla olan ilişkilerimizde de son derece önemlidir. Müminin en önemli vasfı olan güvenilirlik ancak içten ve samimi davranışlarla sağlanabilir. Aile ve akraba ortamında, komşuluk ve arkadaşlık ilişkilerinde, iş ve ticaret hayatında, kısacası hayatımızın her alanında, insanlara karşı samimi davranmak en büyük ahlâkî erdemlerdendir. Bu erdemi kazanmanın en kısa yolu da her işimizde Allah rızasını ön planda tutmak ve O’nun her an bizi görüp gözettiğini aklımızdan çıkarmamaktır. İnsanları değerlendirmemizde ve eşyaya bakışımızda bu yaklaşım esas olursa, dünyevî çıkar ve hırsların körüklediği birçok olumsuzluk kolayca bertaraf edilebilir.

               Yüce Allah, müşriklerin samimiyetsiz tutumunu bize hatırlatarak onların denizde dalgaya yakalandıklarında ölüm korkusuyla içten bir inançla yalnız Allah’a yalvarıp yakardıklarını, karaya salimen çıktıklarında ise bu samimiyetten uzaklaşıp hemen Allah’a ortak koştuklarını bildirmekte ve onların bu ikiyüzlü davranışlarının sonucunu yakında görecekleri uyarısında bulunmaktadır.

               Kurtuluşa erenlerden olmak için Allah’ın rızasını elde etmek, bunun için de ihlâslı olmak gerekir. Allah Resûlü, ameli ihlâsla sırf Allah rızası için işleyen kimsenin kalbinin hile ve aldatma duygularından arınacağını ve ecri yalnızca Allah’tan umularak yapılan amellerin geçmiş günahların bağışlanmasına vesile olacağını bildirmiştir. Ayrıca o, Rabbimizin rızasına ulaşmanın yolunu şöyle açıklamıştır: “Kim hiçbir ortağı olmayan, tek olan Allah’a ihlâsla ibadet ederek, namazı dosdoğru kılarak, zekâtı vererek dünyadan ayrılırsa, Allah kendisinden razı olduğu hâlde ölmüş olur.”

 

               Samimi olmayan ameller, dışı süslü ama içi kof davranışlar, içtenlikten uzak ve art niyetli sözler, insanın Allah katında olduğu kadar diğer insanlar nazarında da değer kaybetmesine sebep olur. Her konuda dürüst, tutarlı ve samimi bir tutum içinde olmak mümin olmanın ayrılmaz vasfı iken, riyakârlık ve ikiyüzlülük imanla bağdaşmayan hâllerdir. İkiyüzlü davranarak, gösteriş yaparak insanları aldatmak mümkün olsa bile her şeyin iç yüzünü bilen Yüce Yaratıcı’yı kandırmak mümkün değildir.  Velhâsıl ihlâs, Yaratıcısına gizli açık hiçbir şeyi ortak etmeyen samimi bir imandır. İhlâs, dünyevî bir karşılık beklemeden sırf Allah rızası için yapılan bir kulluktur. İhlâs, Allah’a karşı olduğu gibi insanlara, canlı cansız bütün varlıklara karşı da gösterilen samimiyettir. İhlâs, nifak ve ikiyüzlülükten uzak bir kalp safiyetidir. İhlâs, Allah rızasına göre programlanan akıl ve kalbin amelidir. İhlâs, olduğu gibi görünmek, göründüğü gibi de olmaktır. Ve Allah’ın azabından sadece ihlâslı kulları kurtulacaktır.

               Dua: Ey Rabbimiz sen bizleri kıldığı namazdan attığı adıma kadar her işinde ihlaslı olan kullarından eyle, amellerimize şirk ve riya karışmasından sen bizleri muhafaza eyle!


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —