Sezai EREN

Tarih: 08.12.2025 11:17

ÇOCUKLUK ANILARIM -4-

Facebook Twitter Linked-in

 IV

PARA NEYE YARARDI Kİ

Çocukluğumun aklımdan hiç silinmeyen bir hatırası vardır: Babamın avucumuza sıkıştırdığı paraların hiçbir işe yara- maması… Öyle ki, yol kenarında bulduğumuz eski bir eşek nalı ya da yağmurda paslanmış bir çivi, o parlak metal paralardan daha kıymetli gelirdi bize.

Daha yedi, bilemedin sekiz yaşlarındaydık. Köyün tek bakkal dükkânı bizimdi.

O zamanlar çocuklar dere kenarlarında ceviz arar, ıslak otların arasından salyangoz toplardı. Sonra hepsini babama satıp harçlıklarını çıkarırlardı. Ellerindeki bozuklukları şıngırdata şıngırdata da bakkaldan alışveriş ederlerdi.

İşte ne zaman onları böyle görünce, içimizi bir özenme duygusu kaplardı; heves eder dururduk.

Biz de dayanamadık tabii. Aldık elimize küçük torbalarımızı, başladık derenin yolunu tutmaya. Topladığımız cevizleri, salyangozları babama satıyor, o da bize gülümseyerek para veriyordu. Ama ne çare… O parayla gidip bir şey alamıyorduk ki. Ne lazımsa zaten bizim bakkaldan bedavaya gelirdi. Para bizim için sadece avuçta soğuk bir metal parçasından ibaretti.

O yüzden kazandığımız bütün paraları taş kovuklarına saklar, taş aralarına sıkıştırırdık. Kimi gün can sıkıntısından paraları taşa koyup ezer, kimi gün toprağı eşeleyip gömerdik. Sanki oyun oynar, sanki define saklardık. Çünkü o yaşlarda para dediğimiz şeyin bir hükmü, bir ağırlığı yoktu bizim dünyamızda.

Hele ki o eşek nallarının, o paslı çivilerin yanında… Onların kendine göre bir hikâyesi, bir oyundaki yeri, bir değeri vardı. Para mı? O zamanlar bizim için hiçbir şeydi. 
 


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —