Medeniyet kaynağı olarak görülen Batı, bugün büyük bir çöküşün içerisinde inim inim inlemektedir. İlim ve teknolojide baş döndürücü bir hızla ilerlemesine rağmen, ahlaken iflasın eşiğine geldiğini müşahede etmekteyiz.
Bencilliğin, acımasızlığın, anarşizmin ve kısacası insani değerlerden kopmanın ızdırabını yaşayarak, mutluluktan mahrum bir topluluk elde etmişlerdir. Bu yüzdendir ki, batılı sosyologlar acı acı düşünerek, ülkelerinin geleceklerini teminat altına alma çareleri aramaktadırlar. Sadece Batı değil, şöyle veya böyle onlardan etkilenen bütün insanlık, temiz bir toplum arayışına girerek, kaybolan insani değerlerin özlemini duymaktadırlar.
Çözüm, hiçbir asırda hükümleri eskimeyen, zaman yaşlansa da daima genç kalan, her asırda yeni iniyormuşçasına tazeliğini koruyan İslâm’ın prensip ve esasları içerisinde saklı. Öncelikle, herkesin hasretle beklediği, şiddetle arzuladığı, hararetle savunduğu, teşekkülü için gücü nispetinde çalıştığı veya gayret sarf ettiği temiz topluma tarif getirerek yazıma başlamak istiyorum.
Temiz toplum nedir? Temiz toplum, "Kâinatı kim yarattı? İnsan nereden gelip nereye gidiyor? Bu dünyaya geliş gayemiz nedir? Ölüm denen şey nedir? İnsandan ve kâinattan ne istenmektedir?” gibi soruların cevabını akli, ilmi, mantıki çerçevede bulabilen, kalbi ve vicdani huzura ulaşan fertlerin meydana getirdiği topluluğa "Temiz Toplum" denmektedir. Temiz toplum, birer odak noktası olan ve iç içe giren aile, din, eğitim, ekonomi ve siyaseti birbirleriyle çatışmayan, istikrar kazanmış ve biri diğerine kuvvet veren tek vücut olabilmeyi başarmış bir toplumdur. Hakka inanan, cesaretle hukukunu savunan, hak ve hürriyetlerini korkusuzca kullanabilen, anne-baba, karı-koca, çoluk-çocuk, kardeş-arkadaş, akraba, komşu, kısaca bütün insan, hatta diğer varlıkların dahi hukukuna riayet eden fertlerden meydana gelen seçkin ve mutlu bir cemiyettir.
Temiz toplum, eğitim sistemi insanları maddeten ve manen ilerlemeye sevk eden, insani duyguları yücelten, ulvi hisleri besleyen, süfli arzu ve istekleri körelten, fertlerle kainat unsurları arasındaki uyum, denge ve bağı kurabilen, yani iklim, coğrafya ve tabiat unsurlarıyla barışık yaşayan, onlarla aynı gaye ve aynı hedefe yürüyebilen kişiler topluluğudur.
Temiz toplum, edepli, faziletli, ahlaklı, diğer gam, yardımsever bir eğitim ve terbiye ile olgunlaşan fert, aile ve toplumun oluşturduğu topluluktur. Devlet, millet ve fertler arasında bir nevi uyum ve antlaşmadan ibaret olan anayasa, kanun, yönetmelik ve tüzüklerle inanç, örf, adet ve sosyal yapıları çatışmayan, biri birlerini tamamlayan bir sistem içinde yaşayan insanların meydana getirdiği bir toplumdur. Halkıyla, idarecisiyle tavizsiz bir adalet sistemini ve eşitlik prensibini gerçekleştirebilen, milletin devlet için değil, devletin millet için var olduğunun şuurunda olan ve devleti vatandaşlarının haklarını koruyan, vatandaşları da devletin haklarını ihlal etmeyen bir cemiyettir.
Temiz toplum, gerek inanç, gerek sosyal, gerek siyasi, gerek ticari, gerek ahlaki, gerek ibadet ve muamelatta istikrara kavuşmuş yardımlaşma ve dayanışma içinde olan bir topluluktur. Kısaca temiz toplum, demokrasinin işlediği, hürriyetin, "Ne kendine, ne de başkasına zarar vermeme” sınırları içinde tutulduğu, hakların kemaliyle tanındığı, alınabildiği, her türlü haklara riayet edildiği, şeffaflık ve sorgulamanın resmi veya gayri resmi her kademede hüküm sürdüğü, şahıs ve zümre hâkimiyetinin bulunmadığı, kuvvetin kanunda, haklının kuvvetli olduğu, herkesin hayatını meşru dairede kazandığı, eğitimini rahatlıkla yapabildiği, zararlı alışkanlıklardan ve muzır davranışlardan uzak bulunduğu mutlu ve bahtiyar fertlerin oluşturduğu bir toplumdur.
Temiz bir toplum için, temiz bir ferde, temiz bir aileye, temiz bir fert ve ailenin meydana gelebilmesi için temiz bir eğitim, temiz bir inanç, temiz bir felsefeye, insan yapısına uygun temiz bir eğitimle birlikte, iyilikleri aşılayan ve çirkinliklerden sakındıran temiz bir medyaya, toplumun inanç, örf ve meşru geleneklerine uygun temiz bir anayasaya, toplum fertlerinin haklarını koruyan temiz kanunlara, devletle fert arasındaki münasebetleri hürriyet ve demokrasi sınırları içinde düzenleyen temiz bir rejime, idarecilerinin, "efendi ve reis değil, hizmetkar” olduğu temiz bir devlet mekanizmasına, şeffaf, temiz bir idare anlayışına, herkesin hakkını arayabileceği ve alabileceği temiz bir hukuk sistemine tüm dünya insanlarının şiddetle ihtiyacı vardır.
Bunları gerçekleştirmeden "Temiz Toplum'a” "Özlenen İnsanlığa” ulaşmanın ham bir hayal olduğunu dikkatlerinize sunmakla birlikte, ilmin, tekniğin, eğitim vasıtalarının, kitle iletişim araçlarının geliştiği, yaygınlaştığı ve tesir sahibi olduğu böyle bir zamanda, fertleri de aileyi de, toplumu da istenen, beklenen ve özlenen "temiz” bir seviyeye ulaştırmak elbette mümkündür ve aynı zamanda da çok kolaydır.
Çünkü pratiğe geçirilmiş, hayata uygulanmış, yaşanmış, doğruluğu ve isabeti ispatlanmış binlerce güzel örnekleri mevcut İslâm ülkelerinde ve doğru söyleyen tarih buna şahittir. İslâm âleminde, tekrar insanlığın beklediği mükemmel temiz toplumların inşa edileceğine kesin ümitliyiz.
