Avukat Sinan YEKREK


SOSYAL MEDYA

"...sosyal medya artık ihtiyaç olmaktan çıkıp bağımlılığa dönüştüğü günümüzde sosyal medyanın ciddiyeti halen kavranamamıştır...."


Değerli Okuyucular;

     Yazımıza başlamadan önce Kurban Bayramına binaen birkaç kelam etmek isterim. Bayramlar berekettir, umuttur, özlemdir. Bayramlar, dargınlıkların unutulduğu, küslerin barıştığı, kardeşçe kucaklaştığımız günlerdir. Bu duygu ve temennilerimle birlik ve beraberliğimizi, kardeşlik ve dostluğumuzu en sıcak şekilde hissedeceğimiz bir Kurban Bayramı dilerim.

     Konumuza gelirsek sosyal medya artık ihtiyaç olmaktan çıkıp bağımlılığa dönüştüğü günümüzde sosyal medyanın ciddiyeti halen kavranamamıştır.

     Günümüzde kurulan arkadaşlıktan tutun da mahkemelik olan birçok mevzuu sosyal medyanın sonucu gerçekleşmektedir. Yani ifade özgürlüğünün ve 5237 Sayılı Türk Ceza Kanunu’nun sınırları sosyal medya için de geçerlidir. Ancak birçok kişi yüz yüze durumundayken söyleyemeyeceği ve gösteremeyeceği mimikleri ve söylemleri sosyal medyadan rahatlıkla gerçekleştirebiliyor. Sonucunda ise ya mahkemelik ya da kavgalık oluyorlar. Genellikle bu tarz insanlara klavye delikanlıları denilmektedir. Tabii ki bu insanlarla uğraşmamak en güzelidir. Kişilik haklarınızın ihlal edildiğini düşünüyorsanız yasal yollara başvurmanız sizin için daha faydalı olacaktır. Zira bir atasözümüz der ki “Cahille kavga edip kazananını görmedim” demektedir. Dolayısıyla kazanamayacağınız bir tartışmanın içine girmek yerine Mevlana Celaleddini Rumi’nin şu sözünü tavsiye ederim. “Cahilin yanında kitap gibi sessiz olun”.

     Klavye delikanlıları demişken şunu özellikle belirteyim. Artık sosyal medyada bir suç işleniyorsa eninde sonunda yasal olarak karşılığı oluyor. Klavye delikanlıları bu size bir uyarıdır.

     Evet, elimizde telefon olmadan yaşayamaz hale geldik. Tabii elimizden düşürmediğimiz akıllı telefonlarımızla sosyal medyada da sürekli aktif olma isteği duyuyoruz. Sosyal medya bağımlılığı, özellikle akıllı telefonların yaygınlaşmasıyla arttı. Görünür olma ve başkalarının hayatını takip etme isteği günümüzde kimileri için abartılı bir hal aldı. Başkaları tarafından merak ediliyor olmak da bir haz kaynağı olabiliyor. Yani kişi sadece başkalarını takip ederken değil, takip edildiğinde ve paylaşımları beğenildiğinde de aynı şekilde haz duyuyor. Bazı kişiler kendi hayatının ya da karakterinin aslında ne kadar güzel ve düzgün olduğunu gösterme çabasına girerek mutlu oluyor.

     Sosyal medya; genç yaşlı, ünlü ünsüz herkesin boy gösterdiği bir mecra haline dönüştü. Eskiden olduğu gibi ünlü olmak için artık insanların az ya da çok yeteneklerini sergilemesi gerekmiyor. Onun yerine kişiler bir şekilde evini, kendini veya fikirlerini sergileyerek, kısa sürede ‘sosyal medya fenomeni’ ne dönüşebiliyor. Bu yolla şöhret, çoğu kişiye çok cazip gelebiliyor.

     Sosyal medya bağımlılığı, kimine göre çok cazip yanlarına rağmen kişinin bireysel ve toplumsal yaşamında çeşitli bozulmalara ve sorunlara neden olabiliyor. Örneğin kişi sosyal medyada o kadar çok vakit harcıyor ki, gün içinde yapması gereken işleri ihmal ediyor ya da eksik yapabiliyor. Bu da iş hayatında veya günlük hayatta aksamalara neden oluyor. Sosyal medya bağımlılığı, gerçek ilişkilerde de kopmalara yol açıyor. Gerçek ilişkiler ve etkileşimlerde kişi, gittikçe daha başarısız hale gelebiliyor. Öte yandan başkalarının hayatlarını takip edip bunları gerçek sanmak, bazen kişilerin kendilerini değersiz hissetmelerine ve depresyona neden olabiliyor. Ayrıca telefon ya da bilgisayarla sürekli vakit geçirmek, kişinin vücudunda bir takım dengesizlikler yaratarak kaygı bozuklukları; özellikle de panik atak için uygun bir zemin oluşturabiliyor. Ayrıca dikkat ve algıda bozulmalarına da neden olabiliyor.

     İnsanlar sosyal medya hesaplarından çoğunlukla en iyi anlarını paylaşıyor. Yani gerçeğin bir kısmını, tamamını değil! Görünenin ardında ne olduğunu bilemiyoruz.

     Siz değerli okuyuculara sosyal medya ile ilgili müjdem var. Malûm aile yapısını bozan ve Türk örf ve ananelerine aykırı siteler artık Radyo Ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) denetimine tabii olacak. “Radyo, televizyon ve isteğe bağlı yayınların internet ortamından sunumu hakkında yönetmelik” ile artık Türkiye’de hizmet veren Netflix, BluTV ve puhutv gibi dijital yayıncılık platformları ve bu platformlarda yer alan içerikler artık kanunen denetlenebilecek. Artık bu platformlar RTÜK’ten lisans almadan hizmet veremeyecek. Yayıncı kuruluşlar, RTÜK’ün uygun bulmadığı içerikleri de kataloglarından çıkarmak durumunda kalacak. Şahsen ben çok sevindim. Çünkü ilgili siteler sorgusuz sualsiz istedikleri yayını yayınlayabiliyorlardı. Hatta bir defasında bizzat kendim denk geldim. İki kız çocuğunu çizgi filmde uygunsuz gösteriyorlardı. İşte bu sebeplerden RTÜK’ün aldığı bu kararı tebrik ediyorum. Türk Toplumu açısından da dönüm noktası olmasını temenni ediyorum.

     Yazımızda verilen genel bilgilerden sonra sosyal medyanın hayatımızın vazgeçilmez bir parçası olduğu kanısına ulaşıyoruz. Bizim için vazgeçilmez olan sosyal medyadan kurtulmak yerine nasıl daha verimli ve yasalar çerçevesinde kullanılması yönünde yoğunlaşmamız gerektiği kanaatindeyim. Artık sosyal medya Günümüz Türkiye’si için olmazsa olmazdır. Sosyal medyanın daha ciddi, daha verimli ve daha eğlenceli bir yer olması temennisiyle…

Herkese Hayırlı Bayramlar…

YAZARLAR