Mustafa KAYA


SEÇİMDEN GEÇİME!


               “Siz bu yazıyı okurken…” ile başlayan cümleler kurmayı istemişimdir hep. Evet. Siz bu yazıyı okurken 13. Cumhurbaşkanımızı seçmiş olacağız. Yani devlete, millete hizmet etmesi gereken kadro, yenisi gelse de eskisi kalsa da tahminimce yenilecek. Daha onlara alışamadan, yaklaşık on ay sonra, bu sefer yerel seçimler olacak.

 

               Önceki yazımda da belirttiğim üzere siyasi maruz kalmalar devam edecek. Bu sefer daha mikro planlar, projeler ve düşünceler propaganda malzemesi olacak. Çoğumuzun elimizi uzattığımızda dokunabileceğimiz muhtar adayları, belediye başkan adayları ve meclis adayları yanı başımızda olacak. 

 

               Yıllarca sandık başkanlığı yapmış, sandıklarda görev almış insan olarak söyleyeyim ki; bu görevlerin en zoru yerel seçimlerdir. Özellikle köylerimizdeki muhtarlık seçimleri zorlu bir sınav niteliğindedir. Son yıllarda muhtarlara maaş bağlan ması sonucu, muhtar olma hevesi daha da arttı. Yakında muhtar adayı sayısı, seçmen sayısının yarısını bulur ise hiç şaşırmayın. Bir de muhtarlara özel kalem müdürü verilmeye kalkışılır ise, “varın siz düşünün işin sonucunu” cümlesini koroyla söyleriz. İşin şakası tabi ama tüm bunlara rağmen muhtarlık yapmanın bana göre zor işlerden biri olduğunu söylemek isterim. Nereden biliyorsun sorusunun cevabını da sonraya bırakalım. Nasılsa daha çok vaktimiz olacak. Bir önceki muhtarlık seçiminde bir köy muhtarı ile sohbet ederken, “muhtarım rakibin yok herhalde, rahatsın!” dedim. “Hocam, seçime iki gün var kimse ben adayım demedi. Ama yarın aday çıkabilir. Bir gün kala bile çıkabilir.” Dedi. “Yapma muhtarım! Bu saatten sonra aday mı olunur?” dedim. Seçimden sonra bir daha rastlaştık. “Muhtarım ne oldu? Yüzünde gülücükler açtığına göre rahat rahat aldın herhalde” dedim. “Hocam gülmemin sebebi bir gün kala aday çıkabilir dediğimde senin yüz ifadeni hatırlamamdandır. Demiştin ki bu saatten sonra aday mı çıkılır. Aday çıktı ve seçimde zorlandım.” Valla şaşırdım. Muhtarlık seçimi veya seçilmek o kadar da kolay değil yani anlayacağınız. Hazırlık yapanlara duyurulur.

 

               Seçimin sonunda artık pazartesiden itibaren geçim derdi artacak hepimizde. Dedem rahmetliğe, “Dede seçim var, ne yapacaksın?” dediğimde, “Oğlum seçim geçer gider de geçim derdi hep kalır.” Derdi. Geçim derdinden maksat sadece yeme, içme ve benzerinden oluşan ekonomik durum değil inanın. Elbette asıl geçim derdi ekonomik şartlar. Ama huzurun yegane sebebi bu değil. Arkadaşlarla geçim, eşinle geçim, işinle geçim, doğanın şartları ile geçim hemen aklıma gelen diğer geçim kalemleri. Örnekler çoğaltılabilir. 

 

               Tekrar başa bağlayayım: “Siz bu yazıyı okurken seçim derdinden geçim derdine geçtiğimiz gün ve günler önümüzde olacak.” Sağımıza, solumuza, arkamıza bakmadan, bu süreçte konuşmalarımız, davranışlarımız bir sürçme olarak değerlendirip sadece önümüze bakmalıyız. Hiçbir politik gerekçe olmadan söyleyeyim: “Öyle bir kazanılsın ki, hiç kimse kaybetmesin!”

               Hadi kalın sağlıcakla.

YAZARLAR