Bir buçuk – iki aydır ülkenin geleceğine yön verecek iki ayrı görüş ile destekleyeni daha az olan üçüncü ayrı görüşün propagandalarına maruz kaldık. Maruz kalmak deyimini de bu ara çok sevdiğimi kabul etmeliyim. İsteyerek ya da istemeyerek sizin gözünüze, kulağınıza bir şeyler sunulması olayına kısaca maruz kalmak deniliyor. Daha ziyade siz istemediğiniz halde görüş, anlayış, konuşma veya propagandanın her çeşidinin sunulması. Bu seçim atmosferinin isteyeninin de olabileceğini elbette biliyoruz. Toplumun çoğunluğunun propaganda faaliyetlerindeki sıklıktan ve yoğunluktan şikâyetçi olduğunu bildiğim için bu tespitte bulunabiliyorum. Ama şunu da iyi bilmeliyiz ki; halkın kendi kendini yönetebilmesi için, yönetmeye talip aday veya gurupların görüşlerini bizlere sunması gerekiyor. Burada bence önemli olan yaptıklarını anlatmak, projelerini açıklamak ve gelecek vizyonu çizebilmek olmalıdır. Birbirini kötülemek, ispat edemediği iddialarda bulunmak her cenah için iyi sonuçlar doğurmayacaktır, doğurmuyor da…
Demokrasinin sonucu olarak milletin seçilmişlerinden oluşan meclisi, en azından şimdi şekillendi. Milleti temsil edecek “vekil” niteliğindeki bay ve bayanlara “ hayırlı olsun!” temennimizi sunarız. Vekil kelimesini özellikle vurguladım. Çünkü asıl olan millettir. Milletin isteklerini, şikâyetlerini ve sitemlerini mümkün mertebe meclise yansıtacak vekillerimiz görevlerini yaparak hem halkın takdirini alacak ve halkına hizmetten hayır dua alacaklar hem de hizmetlerinin derecesine göre tarihe kayıtlarını düşmüş olacaklardır. Onun için hangi görüşte olursa olsun, vatana millete, gençlerimizden yaşlılarımıza kadar toplumun her yaş grubundaki insanına ve ülkenin geleceğine hizmet edenler bu dünyada iyi insan olarak takdir alırken, öbür dünya için de azık hazırlamış olacaklardır.
Demirci’mizin sakin şehir olmasının avantajı olarak olaysız seçim atlattığımızı söyleyebiliriz. Bununla beraber ülkenin genelinde ufak tefek olayları saymaz isek demokratik olgunluğa yakışır sakinlikte bir seçim geçirdiğimizi düşünüyorum. Aslında olması gereken olaysızlık, demokratik olgunluk ve birbirimize saygı iken, bu olguyu kendimize büyük bir lütuf gibi göstermek alışkanlık oldu. Kavga, kargaşa, fitne olur ise olağanın dışına çıkılmış olması gerekmez miydi? “Helal olsun! Hiç olaysız bitti!” cümlelerini kuruyor isek; “Olay çıkma ihtimali çıkmama ihtimalinden daha fazladır.” demektir. Bu da trafikte, spor müsabakalarında, mitingde ve konserde o kadar çok olay çıkıyor ki çıkmadığı zaman şaşırıyoruz anlamına gelir. Bizim gibi medeniyeti köklü milletlere de bu yakışmıyor diyeyim kestirip atayım. Derin analizler ve derin sonuçlar barındırır bu mesele. Demirci hepsinde Allah’a şükür daha sakin kalmayı becerir. Aman nazar deymesin !
Seçimlerin ikinci tura kalması zaman kaybı olarak görülmemeli. Bu vesile ile gerek iki adaya, gerekse seçmenlerin hepsine muhasebe etme imkanı vermiş olduk, kendi kendimize… Seçim sistemi ile ilgili tartışmalara bundan sonra daha fazla şahit olacağımızı düşünüyorum. Hepimiz işimizi en iyi şekilde yapmaya devam edersek, “vatanını en çok seven işini en iyi ya pandır.” felsefesi ile hareket edersek bundan sonraki süreç ve süreçler bize çok şey kazandıracaktır. Propagandaya maruz kalmamız daha aza indirgenirse inşallah (eski seçimlere göre oldukça az yoğunluğun yaşandığını, kızgınlığı ve kırgınlığı fazla olmayan bir seçim geçirdiğimizi tespit ederek) ikinci tur seçimi başarıyla bitiririz ve sonrasında gerçek hayata dönmüş oluruz.
Başlığa bakıp ironi yaptığımı zannetmeyin. Sadece seçimlerin birinci turda bitmesine ramak kalacak şekilde olması ironik olmuş bence. Bir yorumcunun dediği gibi aynı seçmenlere aynı şekilde oy vereceği tembih edilse aynı sonucun çıkmayacağı göz önünde bulundurulursa sonucun ne kadar ironik olduğunu daha iyi anlayabiliriz. Aslında kişi kişi kullanmış olduğumuz oy ile bir kişiyi tercih etmiş olduk. Ancak hepimiz toplandığında seçimi yüzde ellinin üzerine çıkaramayarak birinci turda sonuçlandıramamış olduk. Yani bir adayı faza oyla seçtik ama topluca oylarımız bir adayı seçemedi. Bir de bu açıdan bakın derim.
Bakmayın siz bana. Sona biraz muhabbet sıkıştırdım, o kadar.
Hadi kalın sağlıcakla…!
