Dr. Yusuf ÇAKIR


Raporlar İşçimizi Yada İşverenimizi Koruyor Mu?

Bu soru Demirci’de faaliyet gösteren birçok işyerini, işletmeyi ve işçiyi ilgilendiren bir soru! Sorunun cevabının da doğru bir şekilde bilindiğini düşünmüyorum.


Bu soru Demirci’de faaliyet gösteren birçok işyerini, işletmeyi ve işçiyi ilgilendiren bir soru! Sorunun cevabının da doğru bir şekilde bilindiğini düşünmüyorum. Pratik uygulama, işe giren işçiye muhasebecisi yada işvereni gidin aile hekiminize işe giriş rapor alıp gelin şeklinde, eski formatta devam ediyor olması. Alınan işe giriş rapor geçerli midir? Değil midir? Hatta raporda ne yazıyor? Hiç bakılmadan işyerindeki işçinin özlük dosyasına konuluyor ve tozlu raflara kaldırılıyor. İşçinin işe giriş Rapor var mı? Evet var. İşe giriş rapor geçerli midir? Allah bilir

Bu sorunun cevabını birçok işçinin, birçok işletmenin ve hatta birçok muhasebecinin doğru bir şekilde bildiğini düşünmüyorum. Bu sorunun cevabı önemli! Bu cevap; Allah korusun yarın bir gün işletmenizde işçinizin başına gelecek bir iş kazasında işveren olarak sizi yüklü tazminattan koruyacak bir cevaptır.

Bu iddiamı neye dayanarak söylediğimi soracak olursanız, işin içinde olan birisi olarak, birçok işyeri ve işletmeden işe giriş raporu için aile hekimlerinin kapısını aşındıran işçilerden biliyorum. Hastası ile kötü olmak istemeyen aile hekimleri yani bizler tek hekim raporu denen raporu imzalayıp veriyoruz.

Verdiğimiz işe giriş raporun geçersiz bir rapor olduğunu söylediğimizde, işçi kardeşimiz “ olsun siz yine de verin!’’ şeklinde oluyor.

Neticede sorumluluk işverene ait! Aslında verilen işe giriş raporu değildir, verilen işe yaramayacak bir kâğıt parçasıdır. Bu rapor fabrikadaki işçinin özlük dosyasına konuluyor. Bu raporun varlığını tepesi yani devletin üst kurumları bilmiyor. Sadece işçi, işveren ve raporu veren hekim biliyor. Ez kaza herhangi bir denetim ya da bir iş kazası olduğunda, olay resmi boyuta döküldüğünde bu raporun bir kâğıt parçasından ibaret olduğu o zaman anlaşılır. Bu durumda sizi yani işletmenizi yüklü bir tazminat ya da ceza bekliyor olabilir

Peki! doğrusu nedir. Bunun için öncelikle işyerinin tehlike sınıfının ve işyeri çalışan sayısının bilinmesi gerekir. İşyerinin tehlike sınıfının bilinmesi, NACE kodunun bilinmesi ile olur.

NACE kodu ile işyerinin; çok tehlikeli mi? , tehlikeli mi?, az tehlikeli mi? olduğunu bilebiliriz.

NACE Kodunu nasıl bilebiliriz?

Öncelikle işyerinin SGK sicil numarasına bakılması gerekir. SGK sicil numarasının ilk rakamı atılır, 2. Rakam dahil edilir ve NACE kodunuzu, İşletmenizin SGK sicil numarasının 2, 3, 4, 5, 6 ve 7. rakamları meydana getirir. NACE kodu sorgulanır. NACE kodu işyerinin tehlike sınıfını belirler.

Örnek verecek olursak SGK sicil numarasından NACE kodunu 13.93.01 şeklinde buldunuz. 13.93.01 şeklinde bulduğumuz NACE kodu ile işyerinin tehlikeli sınıf da bulunan, halı ve kilim imalatı yapan, bir işyeri olduğu bilgisini buluruz.

NACE koduna göre işyerleri 3’e ayrılır;

• Az tehlikeli: Büro hizmetleri, gıda, perakende alışveriş gibi iş yerleri.

• Tehlikeli : İmalat, kesme, boyama, servis, halı kilim dokuma ve imalatı gibi işlerin yapıldığı iş yerleri.

• Çok tehlikeli : İnşaat, maden, tersane gibi işlerin yapıldığı iş yerleri

NACE koduna göre işyeriniz az tehlikeli ve çalışan sayınız 50 kişiden az ise bu durumda işe giriş raporu için aile hekimine yönlendirebilirsiniz. Aile hekiminin vereceği rapor geçerlidir. Sizi ve işçinizi bu rapor resmiyette korur. NACE kodunuza göre işyeriniz az tehlikeli, fakat çalışan sayınız 50 kişiden fazla ise aile hekimine yönlendirmeyin. Aile hekiminin vereceği rapor geçersizdir. Verilen rapor Yok hükmündedir. İş kazası ya da herhangi bir denetimde ceza yemeniz kaçınılmazdır.

NACE koduna göre işyeriniz tehlikeli ya da çok tehlikeli çıktı. Çalışan sayınız az ya da çok olmuş, bir ya da iki kişi olmuş fark etmez, aile hekimine gidip, işe giriş raporu aldırmayın. Aile hekiminizin verdiği işe giriş raporu bir kağıt parçasından ibarettir. İşçinin boşu boşuna zaman, iş ve güç kaybından başka bir şey değildir. İş kazası olduğunda savcının ilk bakacağı şey, işçinin işe giriş raporudur. Aile hekiminin bu tür yer ve işletmeler için verdiği işe giriş raporu aile hekimini de yasal olarak bağlamaz. Aile hekiminin bu raporu verme yetkisi olmadığı gibi, işçinin işyerini ve yapacağı işi de bilmez, bilmek zorunda da değildir. Aile hekiminin vermiş olduğu rapor okunmuş olsa, çalışan sayısının 50 kişiden az ve az tehlikeli işyerleri için geçerlidir uyarı ibaresinin var olduğu fark edilecektir. Bu durumda işçi, işe raporsuz kabul edilmiş gibi olur. Haliyle Bütün sorumluluk işe kabul eden işverene ait olmuş olur. Tehlikeli ve çok tehlikeli iş sınıfında olan işletmelerde işe giriş raporunu ancak ve ancak işyeri hekimleri verebilir. Aile hekimlerinin bu rapor ya da raporları verme yetkisi yoktur. Yasal düzenlemenin mantığı da şudur. İşyeri hekimi işyerini düzenli aralıklarla ziyaret eder. İşyerindeki yapılan işi, işleri, ortamı, ortamdaki makinaları ve kazaya sebep olabilecek olası riskleri gözlemleyip, bilebilir. İşe alınacak işçinin yapacağı işi ve işleri bilir. İşçinin sağlık durumuna göre, işçinin yapacağı işe uygun olup olmadığına karar verir. Örneğin işe alınacak kişi de baş dönmesi şikayeti var, ama yüksekte çalıştırılmak isteniyor. Bu kişi bu sağlık durumuna göre yüksekte çalışamaz. Bu durumda işyeri hekimi yüksek te çalışmasına izin vermez, ama o işyerinde yüksekte çalışmayı gerektirmeyen yerlerde, örneğin bekçilik gibi yükseğe çıkılmasına gerek olmayan işlerde çalışmasına izin verebilir.

30.06.2012 tarihinde 28339 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu ve bu kanunun 11/09/2014-6552/17 maddesi ile 6331 sayılı iş sağlığı ve güvenliği kanunu’nun 15 inci maddesinde işverene, işçisinin iş yerinde maruz kalacağı sağlık ve güvenlik risklerini dikkate alarak sağlık gözetimi uygulatması ve işçisinin işe girişlerde, iş değişikliğinde, işe dönüşlerde, işin devamı sürecinde düzenli aralıklarla sağlık muayenelerini yaptırması görevi verilmiştir. Aynı kanunun 15. maddesinin 3. bendinde “ (Değişik birinci cümle: 10/9/2014-6552/17 md.) Bu Kanun kapsamında alınması gereken sağlık raporları ‘’işyeri hekiminden’’ alınır. 10’dan az çalışanı bulunan ve az tehlikeli işyerleri için ise kamu hizmet sunucuları (hastane vb.) veya aile hekimlerinden de alınabilir.” hükmü getirilmiştir.

Buradaki çalışan sayısı olan 10 sayısı; 01.07.2017 tarih ve 30111 sayılı resmi gazetede yayınlanan ‘7033 sayılı sanayinin geliştirilmesi ve üretimin desteklenmesi amacı ile değişiklik yapılmasına dair kanunun 85 ve 86. maddeleri ile, 6331 sayılı iş sağlığı ve güvenliği kanunun 6 ıncı 15 inci ve 30 uncu maddelerinde çalışan sayısı 50 kişiden az olarak güncellenmiştir.

Özetle

Aile Hekimleri Ancak;

1.Az tehlikeli ve 50’kişiden az çalışanı bulunan işyerlerinde çalışacak işçilere rapor tanzim edebilirler.

2.Az tehlikeli ve 50 kişiden fazla işçi varsa işyeri hekimi

3. Tehlikeli ve çok tehlikeli yerlerde kişi sayısına bakılmaksızın işyeri hekimleri işe giriş raporu verebilir.

Aksi durumda verilen raporlar yok hükmündedir. Ne işçiyi nede işvereni korur. Yasal açıdan işveren sorumlu ve mesul duruma düşer. Ülkemiz iş kazaları açısından dünyada üst sıralarda bulunmaktadır. Önümüzde Soma Maden Kazası gibi bir ders almamız gereken kötü bir felaket olan, iş kazası örneği bulunmaktadır. İlçemizdeki ise birçok fabrika atadan yani dededen kalmadır. İşyeri güvenlik uzmanı ve işyeri hekimleri ile güvenlik açısından bazı iyileştirmeler yapılmış olsa da yine de yapılan işin doğası gereği işyerlerimiz ve işletmeler riskler taşımaktadır. Olumsuz durumlarla karşılaşmamak için doğru uygulamalar önem arz etmektedir. İşin içinde olan, hem bir işyeri hekimi ve hem de bir aile hekimi olarak bizden uyarması! Takdir işveren ve bu işle uğraşan işyeri muhasebecilerimizin. İleride Başınızı ağrıtmak istemiyorsanız ; “İşyeri Hekiminizden, işe giriş raporunu almadan, işçinizi işe kabul etmeyin!’’

YAZARLAR