Necmi ÜNLÜ


KURBAN BAYRAMI

"...Bayram, Allah’ın ikramıdır..."


         Bayram, Allah’ın ikramıdır. Yeter ki biz, bayramın kadr ü kıymetini bilelim. Ve benlikten kurtulup, biz oluşun farkına varalım, biz oluşu sevelim.

         Bugün ulaşabildiğimiz kadar çok dostumuza ve yakınımıza ulaşalım, akrabalarımızla gönül bağımızı tazeleyelim, mü’minlerle tebrikleşelim, musafaha yapalım, birbirimize “Ğaferallahu lenâ ve leküm” (Allah sizi de, bizi de bağışlasın!) veya “Tekabbelallahu minnâ ve minküm” (Allah Teâlâ bizden ve sizden kabul buyursun!) diye duâ edelim, komşularımızla kaynaşıp, toplumumuzla bütünleşelim.

         Büyüklerimize gidelim, yaşlılarımızı ziyaret edelim, annemizin, babamızın ve büyüklerimizin ellerini öpelim, gönüllerini alalım.

         Küçüklerimize gönlümüzün en nadide şefkatiyle gülücükler dağıtalım. Onları sevelim, sevindirelim.

         Dostlarımıza gidelim, hâl ve hatırlarını soralım; dostlarımızı kabul edelim, onlara ikramlarda bulunalım.

         Ne kadar uzak olurlarsa olsunlar; ne de olsa modern iletişim çağındayız; sevenlerimizi, sevdiklerimizi, annemizi, babamızı, yakınlarımızın bayramlarını tebrik edelim. Mutluluklarını paylaşalım. Unutmayalım; onlara bir telefon kadar, bir elektronik posta kadar yakınız.

         Komşularımıza gidip bayramlarını tebrik edelim. Misafirlerimize ikram edelim.

         Allah Resulü’nün (asm): “Allah’a ve Âhiret Gününe iman eden komşusuna iyilik etsin. Allah’a ve Âhiret Gününe iman eden misafirine ikram etsin! Allah’a ve Âhiret Gününe iman eden hısımlarına, akrabalarına, yakınlarına, dostlarına, komşularına ve arkadaşlarına muhakkak ulaşsın, kendisine ulaşanlara müşfik davransın. Allah’a ve Âhiret Gününe iman eden ya hayır söylesin veyahut sussun!” 1 hadisini bugün doya doya yaşayalım.

         Bugün dargınlıklar, kırgınlıklar, küskünlükler sırf Allah rızası için, sırf Resûlullah sevgisi için son bulsun.

         Haklı haksız aramadan, barışmanın ve barış içinde yaşamanın, hayatımızda sürekli uygulamamız gereken bir Sünnet olduğunu unutmayalım.

         Bugün öfkemizi yutalım; gururumuzu düşünmeyelim. Allah rızası için kucaklaşalım.

         Hastalarımıza gidelim, kalbimizin en sıcak ilgisini götürelim onlara, Şafi-i Hakikî’den şifa dileyelim.

         Fakirleri, yoksulları, kimsesizleri, öksüzleri, yetimleri unutmayalım bugün. Onların da sevilmeye, sevindirilmeye, şefkate lâyık bir kalbi, bir gönlü bulunduğunu; bu imtihan dünyasında onlara kucak açtığımız derecede, en muhtaç olduğumuz bir gün, Allah’ın şefkat ve merhametinin de bizimle beraber olacağını unutmayalım.

         Teşrik tekbirlerini (arife günü sabah namazında başlayıp bayramın 4. günü ikindi namazına kadar) bayram süresince her farz namazın ardında getireceğiz. Bu mübarek günlerde, Müslümanların üzerinde yoğunlaşan fitnelerin, fesatların ve oyunların bozulması ve bertaraf edilmesi için Allah’a duâ edelim. Mübarek bayramın âlem-i İslâm’ın huzuru, sükûnu, her türlü fitnelerden uzak kalışı ve insanlığın barışı için hayırlara vesile olmasını niyaz edelim.

Bayramınız mübarek olsun.

Dipnot:

1- R. Sâlihîn, 308, 314

YAZARLAR