Her eğitim - öğretim dönemi sonunda öğrencilere karne verilir. Karne, sadece ders notlarının yazılı olduğu bir kâğıt değil; yıl boyunca gösterilen çabanın, öğrenilen bilgi ve kazanılan deneyimlerin bir yansımasıdır. Okula gitsek de gitmesek de aslında hepimiz, hayatın türlü sınavlarından geçen birer öğrenciyiz. Her an, her hâlimizle sınanıyoruz. Yaptıklarımızla da sınanıyoruz, yapmadıklarımızla da… Kimi zaman bollukla sınanıyoruz, kimi zaman darlıkla… Kimi zaman hastalıkla sınanıyoruz, kimi zaman sağlıkla… Rabbimizin emriyle görevlendirilen melekler her anımızı kaydediyor; amel defterimizi satır satır, eksiksizce dolduruyor.
Ve bir gün gelecek; vakit dolacak, ömür sermayesi tükenecek, sınav bitecek ve ebedi hayata geçiş zili çalacak. Hesap günü geldiğinde, amel defterlerimiz birer birer açılacak ve her birimizden karnemizi okumamız istenecek. Dünya karnelerinde olduğu gibi, ahiret karnesinde de iki yönlü bir değerlendirme yapılacak: Amel defterimizin bir tarafında imanımız, teslimiyetimiz ve ibadetlerimiz değerlendirirken, diğer tarafta insanlara karşı sorumluluklarımız, canlılara karşı merhametimiz, tabiata karşı duyarlılığımız yer alacak.
Kıldığımız bir rekât namazdan, kırdığımız bir kalbe kadar her şey eksiksiz bir şekilde kaydedilmiş olacak. Ne bir harf eksik kalacak ne de bir satır unutulacak. Kim en küçük bir iyilik yapmışsa, o görülecek; kim de en ufak bir kötülük işlemişse, o da ortaya çıkacak. O gün, hiçbir amel gizli kalmayacak ve hiç kimse bir başkasının günahını yüklenemeyecek. O büyük gün geldiğinde, hayatımızın hesabı bizden tek tek sorulacak.
Tıpkı bir öğrencinin karnesini alırken yaşadığı heyecan ve sorgulama gibi, bizler de amel defterimize yazdırdıklarımızı düşünerek hayatımızın muhasebesini yapalım. “Akıllı kişi, kendini hesaba çeken ve ölümden sonrası için çalışandır” buyuran Peygamberimizin (s.a.s.) tavsiyesine kulak verelim. Ahiret karnemizi en güzel notlarla doldurmaya çalışalım. Dünya sınavlarında alınan kötü notların telafisi mümkündür. Fakat ahiret karnemizde alacağımız kötü notların telafisi yoktur. Bu nedenle kulluk görevlerimize dikkat edelim, düşüncelerimize dikkat edelim, sözlerimize dikkat edelim, hal ve hareketlerimize dikkat edelim. Hesabını kolayca verebileceğimiz bir hayat yaşamaya çalışalım.
Her gün, önümüze açılan tertemiz bir sayfadır. Gelin, bu sayfaları iyilikle dolduralım, güzellikle dolduralım, hayırla dolduralım. Hata eder, günah işlersek hiç vakit kaybetme-den tüm samimiyetimizle tevbe edelim.
Rabbim bizleri ahiret karnesini sağından alıp sevinenlerden ve hesabını kolayca verenlerden eylesin!
Kaynaklar :
1) Kaf; 50/16-17.
2) İsra; 17/13-14.
3) Zilzal;
4) Hâkka, 69/18.
5) Fatır; 35/18.
6) Tirmizî, Kıyamet, 25.