Dr. Nurullah ABALI


İman Tek Başına İnsanı Kurtarabilir Mi? (Hasenat-Salihat)


Halk arasında, “Zaman iman çağıdır. İmanı olan kurtulur” şeklinde iddialar vardır. Bu tür düşünceler Kur’an’dan onay almazlar. Çünkü Kur’an 56 yerde iman yanında salih ameli de şart koşar. Örnek olarak bu ayeti verebiliriz: “İnanıp güvenen ve salih amel yapanları, içinden ırmaklar akan cennetlere sokacağız...” (Nisa [4] 122).

               

                Cennete gitmenin şartı imanın sağlam olması yanında hayatı inancına göre şekillendirmiş olmaktadır. Yani kurtuluşun reçetesi, iman ve salih amel birlikteliğindedir. İman tek başına insanı kurtarmaz. Çünkü inancın iman diye anılabilmesi, onun salih amellerle desteklenmesine ve ispatlanmasına bağlıdır. İman, salih amellerle desteklenmiyorsa, sadece bir iddiadan ibaret kalır. Yani iman ile salih amel, birbirinden ayrılamayan iki kavramdır. Kur’an’da kurtuluş hep bu ikisi üze-rinden tanımlanır.

               

                Kur’an, salih ameli olmayana Mü’min demez (Enam [6] 158; İsra [17] 9; Kehf [18] 2; Taha [20] 75). Salih amel, inancın sonucudur, inançtaki samimiyetin göstergesidir. Bir davranışın salih amel adını alabilmesi için onun imanlı yapılması şartına bağlıdır. Firavun ölürken iman etti ama bu imanı onu kurtarmadı. Çünkü o iman, salih amellerle desteklenme imkânından yoksun olduğu için kabul edilmedi (Yunus [10] 90-91).

               

                Peki, salih amel nedir? İyilikler ikiye ayrılır: Hasenat ve salihat (salih ameller). Hasenat, yapanı güzelleştiren güzel işler demektir. İbadetler hasenat kapsamına girer. Ama her ibadet sadece hasenattan ibaret değildir. Her ibadetin bir de salihat boyutu olmalıdır.

               

                Salihat (salih amel) hem yapanı ıslah eden hem de toplumdaki ikinci ve üçüncü şahıslarla alakalı bir bozulmayı düzelten davranışlardır. Örneğin gece namazına kalkmak hasenattır, insanlar düşmesin diye yoldaki bir taşı kenara koymak ise salihattır. Yine bunun gibi muhtaçlara yardım etmek, zulme karşı gelmek, fakir insanlara sahip çıkmak gibi eylemler salihattır.

               

                Hasenat salihata çevrilebilir. Mesela bir hasenat olan namaz kılmak salihata çevrilebilir. Namaz insanı fahşa (ahlaki taşkınlıklar) ve münkerden (Kur’an ölçütlerine uymayan şeyler) uzaklaştırırsa o hasenat salihata dönüşmüştür. Birisi çok namaz kıldığı halde sürekli iftira edi-yorsa bu namaz salihat bir yana, hasenat bile olmamıştır.

               

                Yine oruç sadece aç kalma olarak uygulanırsa hasenattır. Ama oruç aynı zamanda iyiliğin yayılması için görülürse, başkalarına yardım olarak yansıtılırsa o zaman da salihata dönüşmüş olur.

               

                Kurban için de aynı şey geçerli. Kesilen etlerin kanları, etleri Allah’a ulaşmaz. Hayvan muhtaçlara dağıtılınca salihata dönüşmüş olur.

Dolayısıyla iman etmek tek başına yeterli değildir. İman ile birlikte salih ameller de işlenilmelidir ki insanı kurtuluşa götürebilsin.

 

Prof. Dr. Mehmet Okuyan’a teşekkürler.

 

YAZARLAR