Dr. Ömer KALAYCI / Halk Sağlığı Uzmanı / Demirci İlçe Sağlık Müdürlüğü


Görünmeyen Tehlike: Lenfoma ve Erken Tanının Gücü


Vücudumuzun farklı noktalarında yer alan ve enfeksiyon hastalıklarına karşı savaşmada yardımcı olan lenf bezleri bağışıklık sistemimizin önemli bir parçasıdır. Vücudun mikroplarla savaşan ağı lenf düğümleri, dalak, timüs bezi, kemik iliği ve diğer vücut bölümlerini içerir. Lenfatik sistem kanserine lenfoma denir.
Hodgkin ve nonhodgkin olmak üzere iki ana tipi olmakla 80’den fazla alt tipi mevcuttur. Bir yıl içerisinde ülkemizde10 bine yakın tanı konulmuştur. Non-Hodgkin lenfomalar lenfomaların ¾’ünü oluşturmakta. Lenfomalar hem erkekler de hem kadınlar da ilk on kanser türü içerisinde yer almaktadırlar. Çocukluk çağı kanserlerinin ise %15’ini oluştururlar.

Lenfoma her yaşta görülebilmekle birlikte 15 - 40 yaş arası görülebilmekte ve 55 yaşından sonra daha sık rastlanmaktadır. Kesin nedeni bilinmemekle birlikte çeşitli risk faktörleri hastalığın ortaya çıkma riskini artırır. Belirli yaş aralıkları, erkek cinsiyet, bağışıklık sistemi zayıflığı (organ nakli sonrası, HIV/AIDS hastaları, doğuştan bağışıklık sistemi yetmezliği gibi), aile öyküsü, çevresel etmenlere maruziyet (tarım ilaçları, kimyasallar, radyasyona maruz kalmak gibi), bazı enfeksiyonlar (EBV, HTLV-1, Hep C, Helicobacterpylori) gibi faktörler sıralanabilir. Bu faktörlerin varlığı kesin lenfoma gelişeceği anlamı taşımaz, çoğu hastada risk faktörü saptanamıyor.

Bir sabah aynada boynunuzda fark ettiğiniz küçük bir şişlik, hayatınızın en önemli sinyali olabilir.Lenfomanın tipine ve vücutta nerede olduğuna bağlı olarak birçok farklı belirti ve semptom görülebilir. Bazen büyük boyutlara ulaşıncaya kadar herhangi bir belirti ortaya çıkmayabilmektedir. Aşağıda listelenen belirtilerden bir veya daha fazlasının varlığı, mutlaka lenfoma olduğu anlamına gelmez. Yine de sayılan belirtilerin varlığı halinde hekiminize başvurmanız yerinde olacaktır:

Lenfoma belirtileri;
En sık görülen belirti boyun, koltuk altı ve kasık bölgelerindeki lenf bezelerinin ağrısız şişerek ele gelmesidir. Hastalarda diğer bulunabilen belirtiler ise şöyledir; sebebi tam açıklanamayan ateş, nedensiz kilo kaybı, gece terlemesi, halsizlik, yorgunluk, kronik öksürük, nefes darlığı, karında şişlik, ciltte anormal kaşıntı görülebilmektedir. Bu şika-yetler, grip gibi başka hastalıkların seyrinde de görülebilir. Bu nedenle bu tür bulguları olan hastalarda lenfoma teşhisini ancak hekim koyabilir. Sayılan belirtilerin varlığı halinde hekime başvurulmalıdır.

Maalesef lenfomalar için erken tespite yönelik kabul edilmiş bir tarama metodu bulunmamaktadır. Bu nedenle kişilerin lenfoma belirtisi olabilecek belirtileri bilmeleri ve bu belirtileri tespit etmeleri durumunda bir sağlık kuruluşuna başvurmaları büyük önem taşımaktadır.

Lenfomanın tanısında ilk ve en önemli basamak ayrıntılı öykü ve fizik muayenedir. Bu değerlendirmelerde şüpheli bulguların saptanması halinde lenfnodu biyopsisi, kemik iliği biyopsisi, tam kan sayımı, biyokimyasal testler ve ileri görüntüleme yöntemleri (MRI, PET, röntgen gibi) kullanılmaktadır.

Lenfomada farkındalık ile erken tanı tedavi sürecini önemli şekilde etkilemektedir. Radyoterapi, kemoterapi, akıllı ilaçlar, kemik iliği nakli bazı vakalarda cerrahi tedavi gerekebilmektedir. Tedavi kişideki lenfoma tipine ve hangi evrede yakalandığına göre kişiye göre belirlenmektedir. Erken tanı ile tedavi başarısını önemli ölçüde fayda sağlamakta.

Her yıl 15 Eylül'de Dünya Lenfoma Farkındalık Günü yapıl-maktadır. Hastalığa yönelik bilgi eksikliğini gidermek, hastalık hakkında farkındalığı artırmak, hastaların ve bakım verenlerinin karşılaş- tığı duygusal ve psikososyal zorluklara dikkat çekmek amacıyla düzenlenmektedir. Lenfoma karşısında bilgili olmak ve farkındalığa sahip olmak seyri değiştirebilir! 
 

YAZARLAR