Hüseyin KINCI


DEMİRCİ MAREŞAL’A SELAM DUR!


                MAREŞALİN DEMİRCİ’Lİ DAMADI

               Türkiye Cumhuriyeti’nin Atatürk’ten sonra ikinci ve son mareşali 10 Nisan 1950’de kaybettiğimiz Fevzi Çakmak’tır. Milli Mücadelenin kazanılmasında çok stratejik kararları ile etkili olan ve 23 yıl gibi uzun bir süre Genelkurmay başkanlığı yapan Mareşal Fevzi Çakmak’ın Demircili bir damadı olduğunu biliyor muydunuz?

               Bu damat 1906’da Demirci’de dünyaya gelen Prof. Dr. Burhan Toprak’tır. Demirci’nin eski ve köklü bir sülalesi olan Hacı Şıhoğulları’ndan Dr. Ali Rıza Bey’in oğludur. 1924’te İzmir Erkek Lisesi’nden mezundur.

ATATÜRK’ÜN AVRUPA’YA GÖNDERDİĞİ DEMİRCİ’Lİ BİR ÖĞRENCİ

               “Evlatlarım. Sizleri birer kıvılcım olarak yolluyorum, alevler olarak geri dönmelisiniz.” M. K. Atatürk.

               1925 yılında Mustafa Kemal tarafından cumhuriyet döneminin Avrupa’ya gönderilen ilk 22 kişilik öğrenci kafilesi içinde yer alanlardan birisi Burhan Toprak’tır. Bu kıvılcımlar arasında daha sonra başbakanlık yapacak olan Suat Hayri Ürgüplü, Prof. Dr. Sadi Irmak ile Necip Fazıl Kısakürek, Prof. Dr. Afet İnan gibi öğrenciler bulunmaktadır. Mustafa Kemal hangi öğrencilerin hangi ülkelere gönderileceğine dair tespiti tek tek kendisi yapmıştır. Burhan Toprak Fransa’ya gönderilen öğrencilerden olup Paris Sorbonne Üniversitesi’nde felsefe okumuştur. Paris’teki en yakın arkadaşı Necip Fazıl Kısakürek olmuştur.

               1929’da Paris’teki eğitimin tamamlayıp yurda döner. 1930 yılından 1936’ya kadar sanat tarihi öğretmenliği yapar. Türk Aydınları arasında yer alan genç düşünür sıfatıyla Türkiye’nin geleceğine yön verenlerden olur ve Devlet Güzel Sanatlar Akademisi Müdürlüğü’ne atanır.

BURHAN TOPRAK VE YUNUS EMRE

               1933 - 1934 yılları arasında Latin harfli Türkiye Türkçesi ile ilk Yunus Emre Divanını yayınlayan Burhan Toprak’tır. Bu eseri eşi Ayşe Muazzez’e ithaf etmiştir. Ona bu çalışmasından dolayı “Yunus Emre’yi Yunus Emre yapan adam.” ve “Gençler Yunus’u onunla tanıdılar, sevdiler.” yorumları ile aydınlar tarafından takdir edilmiştir.

               Burhan Toprak gerek telif gerekse çevirileri ile Türk kültürüne birçok eser kazandırmıştır.

HÜZÜNLÜ BİR EVLİLİK VE ATATÜRK

               Burhan Toprak Mareşal Fevzi Çakmak’ın çok sevdiği küçük kızı Ayşe Muazzez ile 1931 yılında evlenmiştir. Fevzi Çakmak’a karşı büyük bir saygısı, güveni ve dostluğu olan Atatürk, Burhan Toprak ile Ayşe Muazzez’in hem nişanına, hem de düğününe katılarak aileyi onurlandırmıştır. Evlilik hediyesi olarak katıldığı düğünlerde hatıra mahiyetinde makul hediyeler veren Mustafa Kemal bu düğünde onbin lira gibi çok yüksek bir hediye takdim etmiştir. Bu hediyenin anlamını sadece Fevzi Çakmak kavramıştı. Ayşe Muazzez veremdi ve yurt dışında uzun süreli tedavi görmesi gerekiyordu. Fevzi Çakmak’ın bunu karşılayabilmesi mümkün değildi. Bu hayati önem taşıyan sıkıntısının farkında olan Mustafa Kemal düğün takısıymış gibi gayet hassas ve zarif bir yolla tedavi parasını vermişti. Doğrudan verse Fevzi Çakmak’ın kabul etmeyeceğini biliyordu. Bütün çabalara rağmen Fevzi Çakmak’ın narin bir tabiata sahip olan kızı maalesef çok erken yaşta 17 Nisan 1938’te 27 yaşında veremden hayatını kaybetmiş ve Fevzi Çakmak bunun acısını ölene kadar yaşamıştır. 10 Nisan 1950’de Mareşal vefat ettiğinde devlet mezarlığı yerine vasiyeti gereği çok sevdiği kızı Muazzez’in yanına, Eyüp Mezarlığı’na defnedilmiştir. Nisan ayı o nedenle Çakmak ailesi için hüzünlü bir ay olmuştur.

BURHAN TOPRAK’IN 

İKİNCİ EVLİLİĞİ VE ÖLÜMÜ

               Burhan Toprak ikinci evliliğini 1946’da Hayriye Hanım’la yapmıştır. İki evliliğinden de çocukları bulunmamaktadır. Burhan Toprak 1967 yılında vefat eder ve Eyüp Mezarlığı’nda Fevzi Çakmak ve Muazzez Hanım’ın yanına defnedil miştir.

FEVZİ ÇAKMAK – ATATÜRK

               Başarılı bit eğitim hayatı ve komuta yeteneği olan, sekiz dil bilen Fevzi Çakmak Trablusgarp, Balkan ve I. Dünya Savaşlarında değişik cep helerde komutan olarak bulunmuştur.

               Milli Mücadele’nin bütün aşamalarında Mustafa Kemal’e her bakımdan yardımcı olmuştur. Osmanlı Hükümeti’nin Harbiye Nazırı ve Genelkurmay Başkanı olarak İstanbul’da görevli iken Anadolu’ya silah ve cephane kaçırılmasını, değerli milliyetçilerin Millî Mücadele’ye katılmasını yürütenlerin en büyük yöneticisi olmuştur.

               İstanbul’un işgalinden sonra Milli Mücadele’ye katılmak üzere Ankara’ya gelir. Bakanlar Kurulu Başkanlığı, Milli Savunma Bakanlığı ve Genelkurmay Başkanlığı görevlerinde bulunur.

               Sakarya Savaşı’nın en sıkıntılı olduğu bir dönemde bir anıt gibi yükselerek zaferin kazanılmasında oldukça etkili olmuştur.

               Mustafa Kemal’in önerisi ile TBMM tarafında “Büyük Taarruzun hazırlanması ve icrasındaki hizmetleri sebebi ile” rütbesi Mareşalliğe yükseltilecektir.

               Mustafa Kemal ile aralarında büyük bir güven, samimiyet ve saygı vardı. Cumhuriyet ile birlikte en önemli görevlerden biri olan Genelkurmay Başkanlığının ona emanet edilmesi bunun en önemli örneğidir.

               Fevzi Çakmak Cumhuriyet Dönemi’nde hep çekinilen birisi olmuştur. Herkeste “Mareşal ne der?” korkusu bulunmuştur. Atatürk ordu hakkında onun onayı olmadan karar almazdı. Bütün çevrecelerce saygı duyulan ve denge unsuru olan Fevzi Çakmak’ın Atatürk’ün yanında çok özel bir yeri vardı ve ölümüne kadar yolları hiç ayrılmadı. Köşkte bizzat kapıda karşıladığı Fevzi Çakmak’ın dini hassasiyetlerinden dolayı o geldiğinde sofrasında içki bulundurmadığı gibi kapıya kadar uğurladığı tek kişiydi.

FEVZİ ÇAKMAK’IN 

DEMİRCİ AKINCILARI’NI TAKDİRİ

               Türkiye Cumhuriyeti’nin en uzun süre Genelkurmay başkanlığı yapan Mareşal Fevzi Çakmak Milli Mücadele’de Demirci Akıncılarının ne kadar önemli bir rol oynadığını takdir etmiştir.

               Genelkurmay başkanı olarak Ağrı’ya teftişe gittiğinde Ağrı Valisi İbrahim Ethem Akıncı tarafından ağırlanmıştır. Bu ziyarette İbrahim Ethem’in bir buçuk yıllık Milli Mücadele Günlüklerinin yer aldığı defteri incelemiştir. Çok önemli bulduğu günlüklerin geniş bir özetinin çıkarılması, kitap olarak basılması için Albay Baki Vandemir’i görevlendirmiştir. Askeri Matbaa tarafından  “İstiklal Harbinde Demirci Akıncıları (Gerilla)” adıyla 1936’da basılmış ve askeri okullarda okutulmuştur.

               Atatürk tarafından İbrahim Ethem’e kahramanlığından dolayı Akıncı soyadının verilmesi, Fevzi Çakmak tarafından Demirci Akıncılarının mücadelelerinin kitap olarak bastırılıp askeri okullarda okutulması Demirci için çok önemlidir. Çünkü Demirci Akıncılarının mücadelesi her iki mareşal tarafından da takdir edilip onurlandırılmıştır.

 

               Rahmet, minnet ve şükranlarımızla.

YAZARLAR