Uzman Dr. Umut OTLU


BAĞIMLILIK

"... Bağımlılığın gerçekten oluşup oluşmaması birçok koşula bağlıdır. Örneğin gençler sağlıklı bir öz güven duygusu, bağımlılık yaratan maddelerin kullanılmadığı bir arkadaş çevresi, alkol konusunda çekingen davranan ve sigara kullanmayan ebeveynler sayesinde bağımlılığa karşı korunabilirler..."


          Bağımlılık bir maddeyi kullanmaya veya bir davranışı tekrarlamaya yönelik geliştirilen güçlü ve zararlı gereksinimdir. Bunun yanında en önemli özelliği tüm kötü sonuçlarına karşın devam etmesi, bunun engellenememesidir.

          Gündelik yaşamda bağımlılık denince genellikle madde bağımlılığı akla gelmesine karşın klinik anlamda davranışsal bağımlılıklar da vardır (örn. Alışveriş, kumar bağımlılığı).

          Çoğu bağımlılar uzun süre boyunca bağımlılık riski altında olduklarını veya bağımlı olduklarını idrak edemezler. Ancak sorunun kalıcı bir çözüme kavuşma ihtimaliyle ele alınması, bağımlı olunduğunun kavranılması ve kabul edilmesiyle mümkündür. İnsanın kendi bağımlılığını görmesine giden yoldaki büyük bir engel, bağımlılık yaratan maddenin yer almadığı bir hayatı sürdürmeye karşı duyulan korkudur. Bağımlı kişiler, bağımlılıklarından dolayı ne kadar ızdırap çekerlerse çeksinler, bağımlılık yaratan madde olmadan rahatlayamayacaklarını, eğlenemeyeceklerini veya memnun olamayacaklarını düşünürler. Birçok bağımlı bu korkunun üstesinden maalesef işsiz kalmak, okuldan atılmak, parasal sıkıntıya düşmek veya aileden ayrılmak gibi çok büyük dış etkenler tarafından yaratılan baskı sonucunda gelebilmektedirler. Bağımlılık riski altında bulunan ve bağımlı kişilere yönelik olarak sunulan yardım amaçlı hizmetlerin ne kadar çeşitli ve etkili olduğu hususu çok fazla bilinmemektedir.

          Bağımlılığın gerçekten oluşup oluşmaması birçok koşula bağlıdır. Örneğin gençler sağlıklı bir öz güven duygusu, bağımlılık yaratan maddelerin kullanılmadığı bir arkadaş çevresi, alkol konusunda çekingen davranan ve sigara kullanmayan ebeveynler sayesinde bağımlılığa karşı korunabilirler.

          Dünya Sağlık Örgütünün Uluslararası Hastalıkların Sınıflandırılması El Kitabı’nın on birinci revizyonunda madde kullanımına ve bağımlılık davranışlarına bağlı bozukluklar, ağırlıklı olarak psikoaktif maddelerin kullanımı veya belirli tekrarlayan ödüllendirici ve pekiştirici davranışların bir sonucu olarak gelişen zihinsel ve davranışsal bozukluklar olarak tanımlanır. Bağımlılık yapan davranışlara bağlı bozukluklar ise bağımlılık yapıcı maddelerin kullanımı dışında kalan yineleyici ve ödüllendirici davranışların bir sonucu olarak gelişir. Bu bozukluklar, çevrim içi ve çevrim dışı davranışlar olarak ortaya çıkabilir.

 

          DSM 5 Tanı Ölçütleri Başvuru El Kitabında (2013) yer alan bağımlılık kriterleri şunlardır:

          1. Tasarladığından daha uzun süreli kullanım

          2. Geçmişte başarısız bırakma girişimleri

          3. Zamanının çoğunu madde bulmak ve kullanmak için ayırma

          4. Olumsuz etkilerine ve zarar görmesine rağmen kullanmaya devam etme

          5. Madde kullanım isteği

          6. Tolerans (kullanılan madde miktarının yeterli gelmemesi sebebiyle giderek artırılması)

          7. Yoksunluk

          Amerikan Psikiyatri Derneğine göre insanların kimyasal veya davranışsal bağımlılıklar geliştirmesinde iyi hissetme, daha iyi performans sergileme arzusu etkili olur. Kimyasal bağımlılıklar çoğunlukla kişinin isteyerek maddeyi kullanmaya karar vermesiyle başlar. Birey bağımlı olma arzusuyla madde kullanmaya başlamaz; ancak maddeyi tekrarlayan biçimde kullandıkça madde kullanımı üzerindeki kontrolünü kaybeder. Günlük yaşam işlevlerini bozduğunu fark etmesine rağmen kişi kendini madde kullanmaktan alıkoyamaz. Böylece madde kullanımı, gönüllü kulla nımdan zorunlu kullanıma doğru evrilir.

 

          Bağımlılığın tedavisi  mümkün mü?

          Ebeveyni ile iletişimi bozuk olan gençlerde; mesela çok aşağılanan, hor görülen, hiçbir yaptığı beğenilmeyen, sürekli eleştirilen çocuklarda düzgün iletişim kurulamaz. Bağımlılık kronik hastalıklara benzer özellikler gösteren bir hastalıktır; ancak doğru tedavi yöntemleri ile güzel başarılar elde etmek mümkündür. Tedavi sürecinde gönüllülük esastır, kişinin tedavi için istekli ve motive olması beklenir. Bağımlılık tedavisi genel olarak ayaktan ve yatarak yapılan tedavilerdir tıbbi tedavi sonrasında bireyin terapi ve rehabilitasyon programları içinde yer alması eski sosyal yaşamına geri dönmemesi ve yaşamını sağlıklı bir biçimde sürdürmesi tedavide başarı oranını artırmaktadır.

YAZARLAR