Bu topraklardan nice yiğitler çıkmış, say say bitmez… Bire kırk, bire yüz veren bitek topraklar misalidir Anadolu, Çukurova gibi, Gediz gibi…
Anadolu, kitabi olarak, Asya kıtasının en batısında Karadeniz, Akdeniz ve Ege denizi arasında kalan yerdir. İlave edelim, daha anlaşılır bir dille ifade edelim: Anadolu, anadır, candır, kadındır, o bakan büyüten, besleyendir. Bu anlama münhasıran, bağrından nice güzel insanlar çıkmıştır!
Hoca Nasrettin’den, Mevlana’ya, Yunus’a, Bektaş Veli’ye, nice bilge insanın esin kaynağı olmuştur Anadolu! “Kim olursa ol gel” demiş mesela Mevlana, “incinsen de incitme” demiş, Bektaş Veli, “benim davam sevi için” demiş Koca Yunus! Bezirgân saltanatına karşı çıkarak, “gelin canlar bir olalım” demiş Pir Sultan! “Yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür bir orman gibi kardeşçesine” demiş, ozanlar şahı Nazım Usta! “O güzel insanlar, o güzel atlara binip gittiler demiş bizim Tolstoy’muz Yaşar Kemal!”
Bu topraklar, ana gibi, bu topraklar bitek, bu topraklar yediveren; her dağında bin bir çiçek açar! Bu topraklar, doğurgan, bu topraklar, gürül gürül çağlayıp akan bir koca bir nehirdir!
Onlar ki düşünen, seven, üreten insana düşman, sana düşman, bana düşman. Düşmanlıkları lafta kalmadı, cezaevlerine koydular güzel insanları, cezaevlerine koymakla kalmadılar, şeytanı bile şeytanlığından utandıran işkenceler yaptılar! Pir Sultan’ı, “ Enel hak,” diyen Hallac’ı dara çektiler, derisini yüzdüler Nesimi’nin!
“Ankara’nın taşına bak / Gözlerimin yaşına bak / Uyan uyan Gazipaşa / Şu feleğin işine bak” türküsünü sesinin en yüksek perdesinden haykıran oğlumun ad kahramanı Uğur’umuza da karlı bir Ankara sabahında kıydılar.
Say say bitmiyor… kandan beslendiler vampirler gibi, nice güzel insan bu ülkenin bu güzel insanları, daha mutlu olsun diye feda etti canını. Ana gibi Ana-dolu, Mustafa Kemalleri çıkardı bağrından. Ahdi ve kavli olanların çelikten bilekleri, kaya gibi iradeleri ile hak için halk için doğru bildikleri yoldan şaşmayacaktır, bu ülkeyi canından aziz bilen milliyetçileri…