10 Ağustos ve 27 Ekim 2025 tarihlerinde merkez üssü Balıkesir'in Sındırgı ilçesi olan 6,1 Mw büyüklüğünde depremler meydana geldi. Bu iki depremle birlikte Sındırgı ve çevre köylerinde deprem fırtınaları oluştu ve halen devam etmektedir. Bu artçı depremlerle birlikte yine 5 Mw büyüklüğünde Büyük Dağdere depremi oldu. İlçemiz yakınında meydana gelen bu depremler hissetmemizin ötesine geçip birebir bizi de doğrudan etkilemektedir.
Depremi irdelerken bazı temel kavramlarını doğru bilmekte fayda var. Türkiye olarak, önemli bir deprem kuşağında olduğumuz gerçeğinden hareketle fay ve fay hattı kavramlarını açıklamakta fayda var? Türkiye, jeolojik yapısı gereği Neojen döneme ait genç kıvrım dağlarına ve bunlar arasında pek çok depresyonik ( çöküntü ) alanlarına sahiptir. Bu çöküntü alanları ve genç kırım dağları pek çok fay hattına ev sahipliği yapmaktadır. Kuzey Anadolu Fayı ( KAF ), Doğu Anadolu Fayı ( DAF ) ile Ege Bölgesi fayları en önemlileri olup bunlar arasında da pek çok parçalı faylar bulunmaktadır. Bu duruma bağlı olarak ülkemiz sık sık depremler yaşamaktadır.
O halde FAY nedir? Yeryüzü sanki bir futbol topu gibi parçalı olup bunlara kısaca levha adı verilmektedir Fay, bu levhalar üzerindeki kırıklardır. Fay hattı ise yer kabuğunu oluşturan levhaların sürtünme alanları olarak tanımlanabilir. Fayları üç çeşidi vardır. Bunlar Doğrultu atımlı, ters atımlı ve normal atımlı Fay ola-rak üçe ayrılır. Bu fay hatlarında zaman zaman kırılma, yırtılma ve kopmalar olur. Bu hareketlerin büküklüğüne göre deprem büküklüğü ortaya çıkar.
Depremde iki kavram zaman zaman karıştırılmaktadır. Bunlar büyüklük ve şiddettir. Büyüklük Richter ölçeği ile aletsel olup, şiddet yüzeysel gözlemler ile ilgilidir. Bunu bir örnekle açıklayalım.
Sındırgıda 6.1 Mw büyük-lüğünde bir deprem meydana geldi. Bu değerin yanında Mw Moment büyüklüğü anlamındadır. Depremin oluşumunun matematiksel bir modelinin yapılması demektir. Bununla beraber süreye bağlı büyüklük (Md), cisim dalgası büyüklüğü (Mb), yerel ( Lokal ) büyüklük (Ml), yüzey dalgası büyüklüğü (Ms) gibi yöntemlerde bulunmaktadır. Kandilli rasathane verilerine bakarsanız büyük depremleri Mw ile ölçümlenirken genel olarak küçük depremler Ml ile ifade ediliyor ki bu yerel büyüklük anlamına gel-mektedir. Yani Mw geniş bir coğraf-yada hissedildiğini gösterirken Ml ifadesi atçıların yerel olduğu anla-mına gelir.
Depremin şiddeti, depremin insanlar ve yapılar üzerindeki etkilerine göre belirlenir. Yani depremin şiddeti, depremin büyüklüğü gibi matematiksel hesaplamalara dayanmaz; kişisel gözlemlere, hissedilen sarsıntıya ve deprem sonrasında oluşan hasar durumuna göre belirlenir. Yani şiddet, depremin meydana getirdiği bölgesel hasarın ve can kaybının bir ölçüsüdür. Diğer bir deyişle; bir deprem tek bir büyüklük ile ifade edilirken, şiddet; yapıların dayanım düzeyine bağlı olarak bölgeden bölgeye değişkenlik gösterir. Depremin şiddetini tespit etmek için en yaygın kullanılan ölçek, Mercalli şiddet ölçeğidir. Bu ölçekte depremin şiddeti ölçülürken insanların uykudan uyanması, eşyaların konumunu değiştirmesi ve yapılardaki hasar gibi depremin neden olduğu belirli değişimler referans alınır. Romen rakamlarıyla I den XII ye kadar aralıklarla ifade edilir. 6 Şubat’ta Kahramanmaraş'ta meydana gelen ve merkez üssü Pazarcık ilçesi olan 7,7 büyüklüğündeki depremin şiddeti Mercalli ölçeği ile XI, merkez üssü Elbistan ilçesi olan 7,6 büyüklüğündeki depremin şiddeti ise X olarak belirlendi. I şiddetindeki dep-remi pek çok insan fark etmeyebilir. Ancak XII şiddetindeki depremde binalar yıkıldığı gibi ağaçlar da kökünden sökülmüştür. Şiddeti belirleyen pek çok faktör bulunmaktadır. Dep-remin merkez üssü olması, arazinin yapısı, binaların yapısı vb gibi.
( Gelecek yazı faylar )