Geçen hafta şirin köylerimizden birisi, şirin mi şirin Akdere Köyü’nden bahsetmiştik. Etrafından içeriye girme fırsatımız olmamıştı. İçeriye ve aslında içeriğine, hikâyesine görsellerle girme vaadinde bulunmuştuk. Nasip oldu da gözümüz gördü gönlümüz doldu. Sizinle de paylaşalım!.
“Bunlar Demirci köyleri, yamaçlarda
Kerpiçlik, Hisarköy, Akdere.
Bir beyaz minare, bir beyaz cam
Uyurlar uyanırlar aynı minval üzre.”
Kurtuluş Savaşı’nda büyük mücadelelere sahne olmuş köylerden biridir Akdere. Akdere Köyü’ne gittiğimizde Akıncılar Yolu’ndan şöyle yukarıya doğru çıkın. Yamaç, sarp, yorucu ama manzarasıyla insanın ruhunu doyurucu bu yoldan Yemen Dede’ye kadar gidin: Demirci efsanelerine konu olmuş Yemen Dede’de; efsanesinin geçtiği yeri de görerek efsaneyi bilfiil hissedin lütfen.
Demirci Akıncıları denince de ayrıca ve ayrıntılıca değineceğimiz bir konu olsun. Ama hem Demirci’de yaşayan hem gönlünü Demirci ile yaşatan hemşehrilerimiz akıncılar yolunu Akçakertik’ten başlayarak Mahmutlar’a varıncaya kadar gezip Mahmutlar’da da yüksek manzaralı yeşil kahvede çam kokulu ıhlamuru için.
Bugün biraz görsel de paylaşacağımızdan, lafı da uzatmadan Akdere Köprüsü’nden geçerek Akdere suyunu, Yemen Dede’ye işaret veren çeşmeden içip, yaya olarak tarihi manzarayı iliklerine kadar hissederek Akıncılar Yolu’nda gezin derim ben. Türk ini ve gavur ini ile Millî Mücadele zamanında süngülerle yazılmış yazıları mağaralarda görmeyi ihmal etmeyin emi.
Bu bölgeyi gezerken sosyal medyamda paylaştığım yazıyı da iliştirivereyim, fazlaca duysal olarak.
Akdere diye yazında arama motorunda iki video çalışması var köy ile ilgili. Hem duygusal, hem de ibret verici. İzleyiverin gari. Videodaki yaşlıların konuşmalarına bayıldım açıkçası. Buyurun görsellere:



